Kültürü ve yaşamın canlılığıyla binlerce insanı cezbeden İngiltere, muhteşem doğası, görkemli kale ve şatoları, dünyaca ünlü köyleri ve diğer güzellikleriyle keşfedilmeyi bekliyor.
Avrupa turları denildiğinde aklınıza sayısız seçenek geliyor olabilir ancak dünyanın en iyi yerlerinden birisi neresidir deseniz size İngiltere’yi mutlaka görmenizi önerebilirim. İngiltere turları ülkemizden de bir hayli fazla oranda tercih ediliyor. Gerek sosyal yaşam gerekse yapılabilecek aktivitelerin fazla olmasından dolayı Londra turu her zaman tercih nedenlerinin başında gelebilecektir.
İsterseniz İngiltere’yi tanımakla başlayalım. 53 milyon nüfusa sahip olan ülke Batı Avrupa’da bulunan bir ada ülkesi. Dolayısıyla Avrupa’da tarihi ve de turistik bölgeler konusunda başı çekiyor. Bu yazımızda ise İngiltere’de mutlaka görmeniz gereken yerler konusunda bir değerlendirme yapalım istedik.
Londra Kalesi
Londra bilindiği üzere İngiltere’nin başkenti ve bu başkentin tam merkezi noktasında da Londra kalesi bulunuyor. Thames Nehri’ne sıfır noktada olan tarihi kale aynı zamanda turistlerin yoğun olarak bulundukları bir yerdir. Kale Kral William tarafından 1070 tarihinde yaptırılmış. Kalenin surlarına bakınca tam bir şaheserle karşılaşıyorsunuz çünkü kusursuz bir tasarıma sahip. Kalenin yapılma amacı şehrin savunulmasını sağlamaktır ancak bu amacının dışında hapishane, cephanelik, hazine, rasathane gibi farklı amaçlara da hizmet ettiği biliniyor. Londra kalesi başkentin bir simgesi olarak bilinir ve kalenin yılda yüzbinlerce kişi tarafından ziyaret edildiği bilinir.
Westminser Sarayı
Saray hakkında enteresan bir bilgi ile başlayalım. İçerisinde tam 1100 oda bulunuyor. Bu da sarayın büyüklüğü konusunda kafamızda bir fikir sahibi olmamızı sağlıyor. Saray meclisin de toplandığı bir yapı ve burada Avam kamarası ve Lordlar Kamarası toplantıları yapılıyor. Bu toplantılar nedeniyle de ülkenin en değerli saraylarından birisi konumunda. Saray UNESCO tarafından da dünya mirası listesine eklenmiş. Saraya dışarıdan ve içeriden baktığınız da muhteşem bir tasarım göreceksiniz. İkonik yapısından dolayı her daim ilgi toplamış. Westminser sarayı Londra’nın en çok turist çeken yerlerinden bir tanesi.
British Müzesi
Bristish müzesi insanlık tarihine armağan olması için adanmıştır. Müzenin içerisindeki eserlere ve koleksiyonlara baktığımız da dünyanın dört bir yanından değerli koleksiyonları görebiliyorsunuz. Müze içerisinde sekiz milyona yakın eser var. Müzenin kuruluş tarihi 1753 yılındadır. Geçen 250 yıllı süre içerisinde sürekli de büyüyerek bünyesine eski eserleri de toplamaya devam ediyor. Müze içerisinde en çok ilgi çeken eserler nümizmatik kalıntılar, madalyonlar ve çizimlerdir. Müzeye ilk baktığınız da Pentagona benzetmeniz de mümkün. Bristish müzesi her yıl yüzbinlerce ziyaretçi ağırlıyor.
Windsor Sarayı
İngiltere denildiği zaman saray değil saraylar akla geliyor. İşte bunlardan bir tanesi d Windsor sarayı. Bu sarayın en büyük özelliği içinde çok uzun zaman yaşanılan bir mekan olmasından kaynaklanmaktadır. Saray ortaçağın en maliyetli binası olarak biliniyor. Saray içerisinde Rokoko,gotik ve barok mobilyalar vardır. Sarayın bir anlamda kaleyi andırmış olduğunu da söyleyebiliriz.
Buckingham Sarayı
Buckingham sarayı 1703 yılında inşa edilmiş. Neo-Klasik mimarisiyle dikkatleri çeken sarayın ismi Buckingham düklerinden gelmekte. Sarayın büyüklüğü 77 bin metrekare ve sarayı 24 metre yüksekliğe sahip burası aynı zamanda Londranın en şaşalı yapılarından olduğu içinde meşhurdur. Buckingham sarayı şu anda İngiliz kraliyet ailesinin de ikamet adresi olarak bilinmekte. Kraliçe burada konaklamaktadır. Saray içerisinde bir hayli fazla bölüm var ve tam 775 odası bulunuyor.
Aziz Paul Katedrali
Aziz Paul katedrali Londra’nın ana kilisesidir. Burası şehrin en yüksek noktasında inşa edilmiş olduğundan dolayı güzel bir manzaraya sahiptir. Katedralin İngiliz barok mimarisi şeklinde tasarlanmış olduğu görülüyor. Katedral 11 metre yüksekliğindedir. 1675 yılında yapımına başlanmış ve 1720 yıllarında yapılmıştır. Londra’nın en meşhur mekanı olarak bilinir. Büyüleyici mimarisi ve mistik havasını görmek istiyorsanız mutlaka görmeniz gerekiyor.
Stonehenge
Burası güzel bir taş yapı olarak bilinir. Bu yapı yapılırken astronomi, geometri ve astroloji gibi bilimler düşünülerek yapıldığı tahmin ediliyor. Yapı biçimlendirilmiş olan 3 taştan oluşuyor. Ancak yapının başkente 2 saat uzaklıkta olması gidişlerin biraz daha zor olmasına neden oluyor.
Thames Nehri
İngiltere’nin en önemli nehirlerinden bir tanesi ve Londra’nın içerisinden geçtiği içinde önemi büyük. Nehir boyunca yapılmış olan tarihi yapılar hem nehre doğal bir güzellik kazandırmış hem de başkentin görüntüsünü estetik açıdan daha fa güzelleştirmiştir. Nehrin kenarında yürürken kendinizi kaybedebilirsiniz. Ve içerisinde aynı zamanda tekne turları düzenlendiğinden dolayı da ilginizi çekebiliyor. Nehrin 346 kilometrelik bir uzunluğu var. Geniş olması gezebilmenizi kolaylaştırdığı gibi görsel anlamda da size başka bir keyif verecektir. Thames nehri Londra’ya gidenlerin uğrak yeridir ve nehir üzerinde pek çok köprü bulunuyor.
Hyde Park
Londra’nın en büyük kraliyet parkı olarak bilinir. Büyüklüğü 142 hektardır ve dünyadaki en büyük parklar arasında yer alır. Yemyeşil bitki örtüsü gezerken içinizi ısıtacak ve huzur verecektir. Parkın içerisinde kanallar ve birçok hayvan bulunuyor. Özellikle sincaplar, ördekler ve kuğular size özgürlüğünüzü hissettiriyor. Huzur dolu bir yürüyüş yapmak istiyorsanız park sizin için ideal olabilir. Parkın içinde bisiklet yolları da var ve gitmekle bitmediği için bisiklet sürerken keyif alıyorsunuz.
Tower Bridge (Kule Köprü)
Kule köprü Thames nehrinin üzerinde bulunuyor. Bu şekilde anılmasının nedeni ise Londra kulesine yakın olmasından kaynaklanıyor. Uzunluğu 244 kilometre. Yapılış tarihi 1886’da başlamış ve 1894 yılında tamamlanmıştır.